Onur Ünlü'nün hiçbir filmini seyretmemiştim. Doğrusunu söylemek gerekirse, Onur Ünlü'nün filmlerini merak ediyor ama elim varıp bir türlü seyredemiyordum Bu durum bende bazı yazarların kitapları için de sözkonusu oluyor. Bazı yazarların kitaplarını alıyorum. Senelerce kitaplıkta duruyor. Okuyamıyor, adeta okumak için bir vesile bekliyorum. Onur Ünlü'nün Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi adlı filmi geçen yıl Altın Koza'da en iyi senaryo ve en iyi film ödüllerini almıştı. Bu film hakkında çok yazı okudum. Seyretmedim. Halük Bilginer'in başrolünü oynadığı Polis ve Güneş'in Oğlu adlı filmlerinin dışında özellikle adı sebebiyle çok merak ettiğim 2009 yılında en iyi senaryo dalında Altın Portakal ve Altın Koza ödülü alan Beş Şehir adlı filmini nasıl merak ediyordum anlatamam. Ahmet Hamdi Tanpınar 'ın Beş Şehir adlı kitabının filme uyarlandığını sanmıştım. Meğer filmin, kitapla ilgisi yokmuş. Üstelik film beş şehirde geçmiyor. Üç ayrı şehirde geçip, birbirinden bağımsız gibi görünen beş hikaye anlatıyor. Onur Ünlü'nün bu filme Beş Şehir adını vermesinin nedeni bu adın çok hoşuna gitmesiymiş. Bütün bunları nereden mi biliyorum? Çünkü az önce bu filmi seyrettim. Ben tren seven biriyim. Hayal Kahvem'e trenle ilgili onlarca yazmış olabilirim. Haydarpaşa Garı’dan Ankara, Eskişehir ve Adapazarı ve tabii ki İzmit'e yapılan tren seferleri, hızlı tren çalışması gerekçesiyle 24 ay süreyle durduruldu ya hani... İçimi nasıl efkar bastı anlatamam. Çocukluğumda oturduğumuz ev tren yolunun kenarındaki bir apartman dairesiydi. O zamanlar şehrimin içinden tren yolu geçerdi. Her tren geçişinde pencereye koşardım. Tren sadece evi değil yüreğimi zangır zangır titretirdi. Halen trenler etkiler beni... Allahım, niye ben bu kadar tren sevdalısıyım? Filmin içinde şöyle bir konuşma geçer. Çocuk kıza aşıktır. Kız: "Sen şu oyuncakçı çocuk değil misin? Tren filan satan" diye sorar. Çocuk da sevinçle "Beni kimse farketmez ama sen farketmişsin." diye cevap verir. Kız zalim bir cümle sarfeder... "Seni değil, trenleri farkettim ben." Şimdi diyeceksin ki, "Onur Ünlü'nün bütün filmlerini çok merak ettiğin halde, durdun durdun da, neden 2009 yılının filmi olan Beş Şehir'i şimdi şeyrettin?" Bilmiyorum zalim bir cevap mı ama ne yalan söyleyeyim ben filmi değil film afişindeki treni hafızama işlemişim. Bugün treni düşünüp efkarlanınca, Beş Şehir'in trenli afişi aklıma geldi. Zaman o zamandı işte... Oturdum seyrettim. Peşinden hemen Onur Ünlü'nün tüm filmlerini seyretmektir niyetim. Peki, neden yazının başlığını böyle koydum? Filmin içinde geçen bir cümleydi. Yunus Emre'nin dizesiydi. Aynen Onur Ünlü'nün sırf hoşuna gittiği için filmine Beş Şehir adını vermesi gibi, benim de yazıma bu başlığı koymak hoşuma gitti.
evet evet sevdiğimizi demeliyiz.. Ben polis ve güneşin oğlundan ziyade beş şehiri daha çok sevdim. Celal tan'ı ben de izlemedim ama izleyeceğim günü iple çekiyorum.
YanıtlaSilOnur Ünlü'yü seviyoruz..
Okumadıysan "gidiyorum bu*" kitabını tavsiye ederim hayal kahvem..
Of, Beş Şehir...
YanıtlaSilOnur Ünlü' nün ennn sevdiğim filmidir.
Polis ve Güneşin Oğlu' da önerilir.
Çok mutlu oldum ben şimdi ya :)
Selam Doctor Blue Balloon,abartma sanatında üstüme yoktur:) Beş Şehir'i seyredince ardından Polis'i ve Güneş'in oğlu'nu seyrettim.
YanıtlaSilNev i şahsına münhasır denir ya.. Aynen öyle Onur Ünlü filmleri:)Tam kederlenirken hopp mizaha dönüyor.
Müzikler alem. Bu filmlerin başka örneği olduğunu zannetmiyorum. İyiki ayrı ayrı zamanlarda seyretmemişim, iyiki bekleyip arka arkaya seyretmişim diyorum. Şimdi Celal Tan'ı merak ediyorum:)
Doctor Blue Balloon, biz insan evladı aciz yaratıklarız. Aciziz mirim. Filmlerden çıkardığım bu.
Selam La Luna Yer,Güneş'in Oğlu'na adı sebebiyle itirazım var. Sadece erkekler deği ki kızlar da var filmde. Niye güneşin oğlu oluyorlar:)
YanıtlaSilÜstelik filmin bir yerinde bilimadamı diyor biri, diğeri biliminsanı diye düzeltiyor. Ne güzel! Öyleyse filmin adı neden Güneşin Oğlu oluyormuş:)
Başkasının başına gelen ama bizim başımıza asla gelmezmiş gibi düşünsüğümüz ne çok şey var aslında değil mi? Onur Ünlü bu fikirden hareket etmiş belli.
Sağolun.
ontolojik, epistemolojik v.s.. acziyeti.. Öyle böyle değil.. Öyle aciziz ki gülebiliyoruz..
YanıtlaSilHoşça bak zatına hayal kahvem ;)
:)haklısın. bunu kısacık düşünmüştüm ama biliyor musun, film o kadar karışık ki. masal gibi. bu benzetmeyi de yaptım ya:)
YanıtlaSilher izlemede bir önceki izlemeyi unutturacak ve ayrıntıları daha iyi gösterecek bir şey...
Onur Ünlü, evet.
Sen de sağol, ne demek...
Doktor, "ontolojik, epistemolojik " demişsiniz ya aşmış gitmişsiniz hocam:) Du bi çalışayım bu konuları.. Acziyetin türleri olmalı.
YanıtlaSilKabul ediyorum. Her türlü acizim ben.
Acizim.
Eyvallah la luna yer:) Sağolun.
YanıtlaSilaa ben de hiç bir filmini seyretmedim.merak ettim şimdi..
YanıtlaSilAaaaa bilmiyordum, teşekkür ederim paylaşım için.
YanıtlaSilTren seferlerinin iptaline ben de çok bozuldum. Sorma.
Endişeli anne Çiğdem
Selam Buket, seyredip yaz bakalım bloğunda:)
YanıtlaSilSelam Çiğdem, hızlı tren gelecek sonra sanırım.
YanıtlaSilBu filmde var ya tren baş rolde:)