Tuhaf ve muhtelif merakları olan biri olarak, ilgi alanım geniş, dikkatim çok dağınık... Bu durumda asla hiç bir şeyde uzmanlaşamıyorum. Bu yaşıma geldim. O kadar kitap okudum. Filmler seyrettim. Şehirler gördüm. Hangi konuda uzmanlaştın diye sorsan..."Hiiiççç!" diyebilirim. Neden? Daldan dala atlayan hercai meraklı bünyeye sahip olunca her ilgim yarım yamalak kalıyor. Kendimi geliştiremiyorum. İşte o nedenle kendimi her şeyi yemeye aç bir yabani gibi hissediyorum. Mesela çizgi roman okumaya çocukluğumda başlamıştım. Ailemden gizli okurdum. Kızlar çizgi roman okumaz derdi ailem. Keçi gibi inatlaşırdım. Yasak mı? Yemez içmez harçlığımla bulur buluşturur satın alırdım. Ders kitaplarımın içinde gizli gizli o siyah beyaz çizgilerin arasına balıklama dalardım. Nedense Zagor cezberdi beni. Çoğunlukla Zagor okurdum. Hayal dünyam çok genişti. Darkwood ormanında sarmaşıklara tutunur daldan dala uçardım sözgelimi. Tommiks, Teksas okumaz mıydım peki? Okurdum elbet. Fakat mahallenin çocuklarıyla çizgi romanlarımızı değiştirirken kimin elinde Zagor varsa onun elindekileri almaya çalışırdım. Aradan yıllar geçti. Benim ilgim dağıldı. Okunacak sayısız kitap vardı. Zagor hafızamın arşivlerinde saklı kaldı. Sonra ara ara Zagor aşkım tekrar tekrar nüksetti. Her fırsatta Zagor satın alıp, daldım Darkwood ormanına... O çizgilerin arasında kim zaman kendimi nehirde kütük üstünde birbirini devirmece oyunu oynarken buldum. Kimi zaman kız zagor baltası yapmaya heves ettim durdum. Patatesten tut da sabuna kadar muhtelif nesnelerden Zagor baltası yapmaya kalktım.
İyi de kimdi Zagor? İlk kim çizmişti? İlk kim Zagor'u hayal edip, hayata geçirmişti? Merak et değil mi? Her Zagor'la karşılaşmamda hakkında yeni bir şey öğrendim. Bu durumda Zagor'u her seferinde yeni yine yeniden keşfettim. Geçen hafta İstanbul Sahaflar Festivali'ne gittiğimde "Bütün macera çizgiler tek ciltte... Yalnızca kolleksiyoncular için 100 adet... Kaçırılmayacak bir araştırma koleksiyonu" başlığında Macera Çizgi adlı bir kitap görünce havada kaptım. Kitabın içinde memleketimizde çıkan çizgi romanlar hakkında kısa kısa bilgiler vardı. Hemen açıp Zagor hakkında yazılanları okudum. Zagor demek Ferri demekti tabii. Bunu biliyordum. Geçen sene Ferri memleketimize gelmişti. Çok istediğim halde gidip görememiştim. Peki Zagor'u yazan kimdi? Her macerasında farklı isimler görüyordum. Oysa 1929 Cenova doğumlu Gallieno Ferri, 1960 yılında Sergio Bonelli'yle tanışmış. İtalyan çizgi romanının en verimli ikilisi böylece bir araya gelmeye başlamış. Bonelli yazmış, Ferri çizmiş ve 1961 yılında Zagor, 1975 yılında ise Mister No doğmuş. İşte bunca yıllık Zagor okuru olarak Sergio Bonelli'yle yeni tanışmıştım. Zagor'u ilk yazan kişi. Bugün gazetelerde okudum ki Sergio Bonelli ölmüş. Çok üzüldüm. Geç buldum çabuk kaybettim denir ya hani... Toprağı bol olsun. Düşünebiliyor musun? 50 yıl önce yazdığı çizgi roman kahramanları hiç yaşlanmıyor. Hiç ölmüyor. Okurları Zagor ve Mister No okudukça Sergio Bonelli yaşlanıp ölür mü peki? Mümkün değil. Ne hoş! Karamba karambita Sevgili Bonelli. Şimdi elime bir kaç Zagor macerası alacağım. Yazar Sergio Bonelli'nin yattığı yer ışıklı olsun diye bol bol Zagor okuyacağım.
Sanatçılar ölmez.. Eserlerinde yaşarlar. Hayat boyu bütün devirlirde anılırlar.
YanıtlaSilbir hayalimi daha gerçekleştirme imkanım kalmadı demek.. demek onunla tanışıp tarzanca konuşmaya çalışıp çizgiromandan bahsedemeyeceğim..
YanıtlaSilben hayalleri olan küçük bir çocuktum, hayallerime binlercesini ekleyecek kişilerle tanıştım yıllar içinde.. bunların en 'baba'larından biriydi Sergio Bonelli, her ne kadar hakkında pek bir şey bilmesem de.. evet hayallerimi çoğaltan o yıllar boyunca hiç büyümeden kalabilen bir çocuk olmamı o ve onun gibi ustalara borçluyum ve şimdi boğazımda koca bir yumrukla bu aniden aldığım haberi kabullenmeye çalışıyorum..
hepimizin başı sağolsun, toprağı bol olsun..
Yaaa yaaa ben boşuna mı diyorum, Mister No da Mister No diye.. Bak, meğer kardeşmiş ikisi.:))
YanıtlaSilhiç çizgi roman okumadım ama isterdim. Şimdi ise geç kaldım gibi. Tabi ki çizgi roman okumanin çocukluk olduğunu düşünmüyorum. velev kiöyle olsun. Çocuk olmak güzel bence. Ama sebep o değil. Onlari okumak küçüklüğünde onlarla büyüyenlerin hakkı. Kuyruga kaynak yapmak gibi görüyorum nedense. Keşke ben de öyle büyüşeydim .hiç çizgi roman okumadım ama isterdim. Şimdi ise geç kaldım gibi. Tabi ki çizgi roman okumanin çocukluk olduğunu düşünmüyorum. velev kiöyle olsun. Çocuk olmak güzel bence. Ama sebep o değil. Onlari okumak küçüklüğünde onlarla büyüyenlerin hakkı. Kuyruga kaynak yapmak gibi görüyorum nedense. Keşke ben de öyle büyüşeydim . Iki üç kez aynı şeyler yazılıyo. Cepten böyle pislık yapıyo ıdare et.
YanıtlaSilsabah gazetede haberi okuyunca hemen bloguna geldim.sevdiğim birisi bir yakınını kaybetmiş gibi başsağlığı dileme ve yanında olma telaşı duydum.umarım yeni zagorlar yazılıp basılmaya devam eder.
YanıtlaSilHaklısınız Profösör, sanatçılar ilelebet yaşarlar.
YanıtlaSilSelam Timur,insanların hayatlarını yaşanası kılan tüm sanatçılara bizden selam olsun öyleyse. Bakın, siz de bir sanatçısınız. Çizim yeteği ile ödüllendirilmiş birisiniz. Feleğin bu kıyağını unutmayın da üzerine iyice gidin:)Çizin... Çizin...
YanıtlaSilEvet Avram. O kadar Zagor okuyorsun, kardeşi kim insan bir merak eder değil mi? Nerdeee?
YanıtlaSilNeyse, Zagor ile Mister No madem Ferri ile Bonelli'den olma, Mister No'yu okuyacam en kısa zamanda:)
Selam Fd, çizgi roman okumanın yaşı yok sahiden. Hem geç değil ki neden başlamıyorsunuz mesela şimdi:)
YanıtlaSilUnutmayın, şu an gelecek an'a göre erken... Başlayın çizgi romanlara Fd. Seveceksiniz eminim.
Ya ben senin yazının son satırını esgeçmişim, biraz önce ileti düştü, Bonelli öldü diye.. Ehh bana. Dünün koşturmacasından, hayattan bihaberdim. Ehh bana ki, ehh bana.
YanıtlaSilSergio Bonelli... Mister No ve Zagor başta olmak üzere pek çok önemli ismin babasıdır kendisi. Çok büyük bir sanatçıdır. Çok üzüldüm bu haberi okuyunca, çocukluğumun bir parçası koptu gitti adeta. Toprağın bol olsun büyük üstat.
YanıtlaSilOlur bazan Avram. Hele bana hep olur. Misal bir yazının bir yerine fokuslanırım. Konunun asıl maksadını kaçırırım. İnsanlık hali:) Ne olacak ki?
YanıtlaSilMit, yaş almak böyle bir şey işte. Hani acılar olgunlaştırır ya insanı. Her kayıp insanın içinde bir boşluk açar hani. İşte küçüklükten itibaren iz bırakanlar gidince birer birer o boşluk rüzgar alır.Sonra durup dururken bazan insan titrer..
YanıtlaSilİşte o anlam veremediğimiz titremeler bence bu sebeplerden...
Sağolasın Kara Kitap. Zagor'ları okumaya devam:)
YanıtlaSil