Lale ve Ladan Bijani'nin hikayesini duymuş mudun? Bu kurgu değil ama gerçek bir öykü. İranlı 11 çocuklu fakir bir ailenin kafadan yapışık ikiz kızlarıdır Lale ve Ladan. Düşünebiliyor musun? Bir bedenin var, kişiliğin, ilgilerin, zevklerin, yapmak istediğin pek çok şey var. Var ama tek başına hareket edemiyorsun. Kafadan bir damarla ikiz kardeşine yapışıksın. Tam 29 sene yapışık yaşıyorsunuz birlikte... Hukuk okuyorsunuz. Aslında biriniz avukat, diğeriniz gazeteci olmak istiyorsunuz. Avukat olmak isteyen baskın çıkıyor olmalı ki Hukuk fakültesine gidiyorsunuz. Hiç özelin, sadece senin bildiğin, gizlin, saklın yok. Ne yapıyorsanız birlikte yapıyorsunuz. Tuvalete gitmek, banyo yapmak dahil olmak üzere. Ne hazin bir durum değil mi, düşünsene! Sonunda dayanamıyorsuz, hayatınız pahasına da olsa, gene de tek başına yaşabilme ümidiniz var ya, ameliyatla ayrılmaya karar veriyorsunuz. Doktorlar %50 şans verdiklerine göre kolay olmamıştır karar vermek, öyle değil mi? %50 ölüm, %50 ayrı yaşama ümidi! Lale ve Laden kesinlikle ayrılmak istiyorlar. Ameliyat oluyorlar. 90 dakika arayla ölüyorlar. 2003 yılında sahiden yaşanan bir hikaye!
Bu olayla ilgili gazetelerde pek çok haber ve makale okumuştum. Perihan Mağden'in Radikal'deki köşe yazısı ilginçti. Yazar yapışık ikizinden hayatı pahasına ayrılmayı göze alan insan çeşidi olduğu gibi, anasının karnından tek başına çıktığı halde, gidip birini bulan ve yaşamı boyunca ona yapışan insanları kaleme alıyordu. Bir kocaya yapışan kadınlar mesela. Ya da işine, mevkisine, durumuna yapışanlar. Veya tüm hayatını annesine, kardeşine, ailesine adayanlar. Düşünebiliyor musun? Bağımsız bir bedeni, kafası olduğu halde, bir duyguya, konuma, kişiye veya ideolojiye tutkuyla bağlanan ve tutkuyu saplantıya dönüştüren insanların durumu da ne fecidir değil mi?
Tamam.. Anlattım aklıma gelenleri... Eee! Şimdi tüm bunları nasıl toparlamalıyım sence? Aklıma bu kez Sunay Akın geldi. Demlenmiş Hayat Tavsiyeleri vardır ya hani.. İyi de yukardaki durumlarda hangi demli tavsiyeyi, kim kime tavsiye edecek ki? Hangi karar doğru kim bilebilecek? İnsan bir bilmece! "Ne bu tutku, ne bu saplantı yaşamındaki bu şeye! Kendine gel, vazgeç!" diyemeyeceğin gibi, "29 yıl yaşamışsın beraberce, ne risk alıyorsun, gittiği yere kadar git, ölümü göze alma, yaşamana devam et!"de diyemez ki insan kimseye! Hayat kendi mecrasında akıp gitmeye devam edecek. O halde bir yazarın kurguladığı kahramanları anlatarak, beterin beteri var deyip, yazıma nihayet vereyim bari...
Tamam.. Anlattım aklıma gelenleri... Eee! Şimdi tüm bunları nasıl toparlamalıyım sence? Aklıma bu kez Sunay Akın geldi. Demlenmiş Hayat Tavsiyeleri vardır ya hani.. İyi de yukardaki durumlarda hangi demli tavsiyeyi, kim kime tavsiye edecek ki? Hangi karar doğru kim bilebilecek? İnsan bir bilmece! "Ne bu tutku, ne bu saplantı yaşamındaki bu şeye! Kendine gel, vazgeç!" diyemeyeceğin gibi, "29 yıl yaşamışsın beraberce, ne risk alıyorsun, gittiği yere kadar git, ölümü göze alma, yaşamana devam et!"de diyemez ki insan kimseye! Hayat kendi mecrasında akıp gitmeye devam edecek. O halde bir yazarın kurguladığı kahramanları anlatarak, beterin beteri var deyip, yazıma nihayet vereyim bari...
Italio Calvino 1923 Küba doğumlu kurmaca romalarıyla ünlü bir yazar. Calvino'nun Varolmayan Şövalye adlı hikayesini duymuş muydun? Bu Lale ve Laden'in hikayesi gibi değil, tamamen kurmaca... Bak şöyle... Kitaptaki kahraman soylu, cesur, idealleri olan bir şövalyedir. Tuhaf bir durumu vardır. Parlak ve gösterişli bir zırhtır sadece. Yani zırhın içi boştur. Bir bedeni yoktur. Bu kez bedensiz ama akıllı bir zırh karşımızdaki... Aynı kitapta bedeni olmasına rağmen, aklı olmayan birini daha anlatır yazar. Biri bedensel varlıktan, diğeri bilinçten yoksun iki kahramanın çatışmasıdır bu. Her ikisi de korkunç bir durum değil mi sence? Gerçek dünya hikayelerinden, kurgulanmış yazar ve kitap dünyalarına bir gönderme! Ya işte, bugün de, böyleken böyle!
19.Eylül.2010
Takip etmiştim onları o zaman ,ve ben olsam ne karar verirdim hala bilemiyorum...
YanıtlaSilGarip insanoğlu boş olduğunu anlamak içinde dolu olması gerek..o halde nasıl anlıyacağız boş olduğumuzu..boşum diyen dolu ,ya da doluyum zanneden boş..ve ben hangisiyim'de kaldım en son..ben dede böyleyken böyle..yalnız yazılarınız bağımlılık yapıyor,sanki karşımda konuşuyormuşsunuz gibi okuyorum:)size yakıştırdığım bir sima, bir gülen yüz ve tarifi ben de bir sesle:)
Hayal Kahvem, beni yine derinden etkilemeyi başardın. Gözlerim doldu yine. Gerçekten yazı diliniz hissettiriyor duygularınız. Son zamanlarda anneme olan bağlılığım geldi aklıma. 1yıldır ara ara görüşsek de uzak yaşıyoruz.Lale ve Ladan Bijani'nin hikayesini duymuştum ve o zaman bu kadar etkilenmemiştim.Yazının ruhu var...Italo Calvino, hep okucam diye not almışımdır ama hala sıra gelmedi...
YanıtlaSilDemek duymuştunuz Lale ve Ladan'ın gerçek öyküsünü. Aslında geçen yıl yazmıştım bu yazıyı. Nedense bugün tekrar hatırlamak istedim.
YanıtlaSilYazdığınız yorum ne hoş Beyaz Lale.
Teşekkür ederim.
Annenizi ihmal etmeyin Engin. Anneler önemlidir.
YanıtlaSilCalvino okunası bir yazar. Umarım bir gün yolunuz kesişir.
Sıcak yorumunuz için teşekkür ederim. Sağolun.
Evet lale ve ladan ı ben de duymuştum ancak onlardan daha çok dikkatimi çekenler de olmuştu... Daha hayret, daha çıkmaz, daha garip.. Tek vücut ve iki kafa! Bir çok örneği var Çin'de, İran'da, Endonezya'da..
YanıtlaSilörneğin:http://www.haberturk.com/saglik/haber/629003-iki-basli-bebek-video
italio calvino demişken; "bir kış gecesi eğer bir yolcu" yu da tavsiye ederim..
Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu ile ilgili bir anım vardır. Yazmıştım bir vakitler:) İşte burada:
YanıtlaSilhttp://hayalkahvem.blogspot.com/2009/08/kustum-iste-konusmuyorum.html
Sizin verdiğiniz linke baktım şimdi. Ne fena değil mi Doktor? Keşke olmasa ama hayat işte!
Sağolun.
Bu da güzelmişş :)) Kitaplar anılarla daha değerlii ;)
YanıtlaSilHiii; Calvino öykünün ustasıdır. Dil üstadıdır aynı zamanda. Calvino bir Pavese ikiii. Mezarında ters döner romancı dediğini duysa.:))
YanıtlaSilSeçtiğin kitabı en tartışmalı kitapları arasındadır. Ortada değil yani. Seveni kadar beğenmeyeni, eleştireni de olan bir eseri. Perihan Mağdenin edebi yanı da tartışmalıdır.. Ben de bir kaç kitabı dışında pek beğenmem. Gazeteciliğini ise evlerden uzak sayarım.:)
bağlılık, bağımlılık, sadakat, alışkanlık üzerlerinden günlerce konuşulur aslında. ama her kişiye, ruha, eğitime, çevreye göre değişir bence.
YanıtlaSilDoctor Blue Ballon, bakın yazdığım yazılardan pek çoğu, hayali ya da kurgudur. Ama inanın bana o yazdığım abimle- kitap hikayesi tamamen doğru. Ve kitaba bakarsanız o cümleleri görürsünüz:)
YanıtlaSilAvram, ben mezarlarında rahat vermiyorum yazarlarlara. Sadece ölenlere değil ki yaşayanlara da rahat yok. Şiirlerini düz yazıya çeviriyorum. Hikayelerini kendime uyarlıyorum. Şiirlerini çizgi romalarla eşleştiriyorum. Bi gün topa koyacaklar beni. Boooommm:) Huzura erecekler.
YanıtlaSilBen üç durumda örneklemeye çalıştım ya haklısınız Zeynep. O kadar çok çeşidi ve örneği bulunabilir ki. Eğer ilgi çekip farkındalık yaratabildiysek ne mutlu:)
YanıtlaSil