Bugün hep yollardaydım. O kadar yorulmuşum ki, yemekten sonra koltuğa kıvrılıp uyumuşum. Hayırdır inşallah! Bir rüya gördüm. Uçsuz bucaksız bir yoldayım. Devasa bir kamyonun söförüyüm. Birden önümde bir otomobil beliriyor. Arabanın peşine takılıyorum. Mütemadiyen otomobili takip ediyorum. Yolunu kesiyorum. Sıkıştırıyorum. Ben otomobilin şöförünü görüyorum. O benim kim olduğumu göremiyor. O kadar korkuyor ki anlatam. Benden kaçmaya çalışıyor. Kaçmaya çalıştıkça daha çok sıkıştırıyorum. Aramızdaki ölümüne kaçıp kovalamaca rüya boyunca devam ediyor. Beni göremedikçe korkusu katlanıyor. Sanki kamyonu canlı zannetmeye başlıyor. Bu kaçıp kovalamaca, bir nevi makineyle insan arasındaki düelloya dönüşüyor. Şöför her türlü numarayı deniyor. Ben kamyonla çarpıyorum, sıkıştırıyorum... Çok kötüyüm! İnanamıyorum yaptıklarıma! Derken... Otomobil ve kamyon tam uçumun kenarına kadar gelmişlerken, otomobil ansızın yana çekliyor.. Kamyon uçuruma yuvarlanıyor.. Adeta zıplıyorum yerimden. Uyanmıyorum ama. Rüya görmeye devam ediyorum halen.
Rüyamda ansızın kamerasının başında, ünlü yönetmen Steven Spielberg beliriyor. Ben ise yanında ayakta duruyorum. Heyecanlı bir sesle: "Nasıldı?" diye soruyorum. "Şahane!" diyor. "Tam istediğim gibi!" "İyi ama ben hiç görünmüyorum ki bu filmde. Nasıl inandıracağım insanları, "Duel" filmindeki kamyon şöförü aslında benim diye?" diyorum. "Görünmedin ama tam senden beklediğim gibi ürkütücü havayı yarattın! Görünmen şart mı? Bir Spielberg filminde oynadın ya bu sana yetmez mi?" diyor. Tam cevap vermeye yelteniyorum ki, birden uyanıyorum. Hoppala! Nerden çıktı bu rüya durup dururken şimdi? Bembeyaz kesilmişim. Ruh gibiyim inanki. Nerede şu Spielberg'in Duel adlı filminin dvd'si? Filmin sonu böyle miydi? Yoksa kamyon şöförü gerçekten ben miydim? Çocukluğumda hep tır şöförü olmak isterdim. Acaba bilinçaltım mı beni bu rüyayı görmeye itti? Ben? Ben tır şöförüyüm öyle mi? Sahi mi? Yarabbim bu kadar kötü biri olabilir miyim peki? Aaaa! Şaşırdım kaldım inan ki... Ben... Ben... Steven Spielberg'le tanıştım yani öyle mi? Of! Bilimiyorum. Emin değilim. Uyku sersemiyim de şimdi!
Dennis Weaver oynuyordu başrolde. Ayrıca eski siyah beyaz Trt'de "Çocuk ve Arkadaşı" adındaki bir tv filminde de oynamıştı.
YanıtlaSilMerhabalar,
YanıtlaSilGüzel bir konu ve güzel bir kurgu ile yine güzel bir anlatımdı. Teşekkürler.
Selam ve dualarımla.
Babam, uzun yol şoförüydü. Tır değil ama Bedford, Leyland ile çok gittim yollarda. Eskiden,yollar böyle değildi;dardı, uzundu, bitmek bilmezdi. Kamyonlar da öyle; yüküyken,can verecekmiş gibi feryat ederdi motor ama kilometre saati en fazla 40 olurdu. Sıcaktan bunalırsın, camı açarsın içeri sadecelaev girer. Yol bitmez, sıcak tükenmez. Mola verirsin akşamüstü bir lokantada. Herkes yorgundur, çayların yanında gripin tabletleri uykuyu açmak için. Sonra, son kilometreleri de ezmek için yola çıkarsın. Yanından bir araba geçer, boyuna bakmaz içindekiler; senin de üstündedir bakışları. Eskiden zor işti. Spilbergin çocukluğunu bilmem ama,benim çocukluğumda içleri görünmeyenler arabalardı.
YanıtlaSilYahu bu nasıl bir rüyadır... Okurken çok eğlendim...
YanıtlaSilSelam Orhan, sanıyorum Duel ya da Duello veya Bela adlı bu film Spilberg'in ilk filmi. Filmde bilirsiniz kamyon şoförünün yüzü hiç görünmez. Merak kışkırtan, ürküntü uyandıran bir filmdir. Severim..
YanıtlaSilSelam Recep, eğer seyretmediyseniz Duel'i seyretmenizi öneririm. Tabii gerilim filmi seviyorsanız:)
YanıtlaSilSelam Avram, keşke babam da tır şöförü olaydı:) Araba kullanmayı bilmez. Olsun. Tır şöförü ben oluyorum. Babamı gezdiriyorum:)
YanıtlaSilİstanbul Avrupa Yakası şoför iş ilanları
YanıtlaSilİstanbul Anadolu Yakası şoför iş ilanları
Ankara şoför iş ilanları
İzmir şoför iş ilanları
Bursa şoför iş ilanları