Anne kediler bazan çok sevmekten dolayı yavrularını yerlermiş. Sizce bu şiddetmi sevgimi. Eski zamanlarda yeni doğan kız çocukları işe yaramaz diye öldürülürmüş. Bu şiddetmi gelenekmi. Evi basan karıncaların böcek ilacı ile zehirlenerek öldürülmesi şiddetmi gereklilikmi. zıpkınla balık avı ve ormanda avlanmak şiddetmi spormu. Acı vermeyen bir yöntem ne derece yasal hale getirebilir. Sözlü şiddet varmıdır. Af dilemek sihirli bir sözmüdür..yara izini geçirirmi.
Mahmure, memleketimizde kadınların ölüm sebeplerine bakıldığında, kadına uygulanan şiddetin en büyük sebep olduğu sonucuna doğru gidiyoruz. Her gün kadınların tacizine ya da dövlüp öldürülmesine dönük haberler okuyup seyrediyoruz. Atilla Atalay'ın yazdığı Sıdıka öyküleri memleketimizin bu yarasına gerçekten çok iyi tespitlerle parmak basıyor. Latif Demirci ise şahane çiziyor.
Bakar mısın şu yukarıdaki Sıdıka çizimlerine... Aslında Sıdıka 1.çizimdeki gibi. Sevecen,hayata ilgiyle sevgiyle bakan bir kız. Ama babası, abisi ve hemcinsi annesi sürekli dövüp, hayatını kısıtlıyorlar Sıdıka'nın. Bir yere gitmesin, dışarıya çıkmasın, yazmasın, okumasın, hayal etmesin istiyorlar.
2. çizime bakar mısın? Elleri kırılmış, dövülmüş, hırpalanmış. Kimi zaman komalık, hastanelik oluyor.
Atilla Atalay'ın Sıdıkası sahiden ibretlik öykülerdir ve Latif Demirci'nin şahane çizimleriyle sözün bittiği yerdedir.
Sıdıka ne yapıyor? Pes etmek yok! Ellerini mi kırdılar. Ayağıyla yazıyor:) Müthiş!!
Bu iki sanatçıyı seviyorum ben Mahmure.. Atilla Atalay ve Latif Demirci.. İkisi de kadın ve insan haklarına duyarlılar. İkisi de umut veriyor:)
Ben bugün kadına şiddet için bir yazı yazacağıma bu iki çizimi yan yana koymak istedim. O kadar. Şiddetin her türlüsü kötü öyle değil mi?
Sevmek yerine dövmek niye. Bu kadar kolaycacık soruluverilen bu sorunun cevabı ne kadar derinlerde oysa. Bu sevgisizlik..bu kin..bu merhametsizlik..bu vahşet..bu isyan nerden kaynaklanıyor, nerden besleniyor diye de sorabiliriz tabiiki. Bir de çözüm nerde diye soruversek bir adım daha yaklaşmış olmazmıydık tedaviye.
-senin ellerin niye bu kadar ağır baba? -senin kafanı kırmak için...niye merter'de oturan halana kek götürmedin,niye dışarı çıkmam diy tutturdun?şimdi senin saçını,başını...kırmızı şapkanı...ecdadını... -hayır, döv dövmesine de,bu çok anlmasız bişey...eşkiyanın tabiyatına aykırı...dayak arsızı olucam ama...ah!ben dışarı çıkmak isteyince mi,yoksa istemeyince mi dövülücem,ya da kek kabarmamış diye mi dayak yiyorum,bunu bilmek en doğal hakkım...
babası saçından tutup duvara duvara vururken bile haklarını sorgular sıdıka.kadının adı olmayan bir ülkede, bastırılmış kişiliğini kadına şiddet uygulayarak tatmin etmeye çalışan erkeklerden biri olan babası onu döverken. fiziksel şiddet belki de en kötüsü, ama duygusal şiddet de uygulanıyor kadına. kadınsan önüne bakarak yürü, sesli gülmen demen erkekleri davet etmen demek. kadından korkan erkek, onu baskıyla sindirmeye çalışır.
Selam Kara Kitap, Sıdıka'dan ne güzel alıntılar yapmışsın:) Benim yazmadan sadece çizimleri koyduğum "kadına şiddet" konuma şahane yorum olmuş Kara Kitap,teşekkür ederim.
O değil de, sen tam Atilla Atalay fanatiği oldun. Beni geçtin gibime geliyor. Hayırlı uğurlu olsun:))
Atilla Atalay ile aynı zamanda farklı üniversitelerde aynı bölümde okuduk. Bu yüzden yazılarına en çok ben gülerdim o günlerde. Kendimi her zaman ona yakın hissetmişimdir. Bu şekilde o günleri anmama da vesile oldun. Teşekkürler.
Noolur şu Atillabeyin sevececeğim bir kitabının biri hediye etsin bana..söz sonrakilerin hepsini okuyacağım.
YanıtlaSilTamam Mahmure.. En kısa zamanda elinde.. Ben Kalbin Böcüü'nü alayım sana. Sen sonra Mecnun Kuleleri'ni al:)
YanıtlaSilAma Mahmure dikkatini çekerim. Konumuz Atilla Atalay değil.
Şiddet!
Anne kediler bazan çok sevmekten dolayı yavrularını yerlermiş.
YanıtlaSilSizce bu şiddetmi sevgimi.
Eski zamanlarda yeni doğan kız çocukları işe yaramaz diye öldürülürmüş. Bu şiddetmi gelenekmi.
Evi basan karıncaların böcek ilacı ile zehirlenerek öldürülmesi şiddetmi gereklilikmi.
zıpkınla balık avı ve ormanda avlanmak şiddetmi spormu.
Acı vermeyen bir yöntem ne derece yasal hale getirebilir.
Sözlü şiddet varmıdır. Af dilemek sihirli bir sözmüdür..yara izini geçirirmi.
şiddet koşulup bitmeyecek bir konu.her tarafımızda,kadında,çocukta,hayvanlarda,öyle çok ki.ve bitmeyecek.sadece kelimelerimize takılıp kalacak.
YanıtlaSilMahmure, memleketimizde kadınların ölüm sebeplerine bakıldığında, kadına uygulanan şiddetin en büyük sebep olduğu sonucuna doğru gidiyoruz. Her gün kadınların tacizine ya da dövlüp öldürülmesine dönük haberler okuyup seyrediyoruz.
YanıtlaSilAtilla Atalay'ın yazdığı Sıdıka öyküleri memleketimizin bu yarasına gerçekten çok iyi tespitlerle parmak basıyor. Latif Demirci ise şahane çiziyor.
Bakar mısın şu yukarıdaki Sıdıka çizimlerine... Aslında Sıdıka 1.çizimdeki gibi. Sevecen,hayata ilgiyle sevgiyle bakan bir kız. Ama babası, abisi ve hemcinsi annesi sürekli dövüp, hayatını kısıtlıyorlar Sıdıka'nın. Bir yere gitmesin, dışarıya çıkmasın, yazmasın, okumasın, hayal etmesin istiyorlar.
2. çizime bakar mısın? Elleri kırılmış, dövülmüş, hırpalanmış. Kimi zaman komalık, hastanelik oluyor.
Atilla Atalay'ın Sıdıkası sahiden ibretlik öykülerdir ve Latif Demirci'nin şahane çizimleriyle sözün bittiği yerdedir.
Sıdıka ne yapıyor? Pes etmek yok!
Ellerini mi kırdılar. Ayağıyla yazıyor:) Müthiş!!
Bu iki sanatçıyı seviyorum ben Mahmure.. Atilla Atalay ve Latif Demirci.. İkisi de kadın ve insan haklarına duyarlılar. İkisi de umut veriyor:)
Ben bugün kadına şiddet için bir yazı yazacağıma bu iki çizimi yan yana koymak istedim. O kadar.
Şiddetin her türlüsü kötü öyle değil mi?
Sevmek yerine dövmek niye?
G, şimdi senin blogtaki nilüfer yazını okudum ya artık sana cevap yazamam:) Şahanesin G! Teşekkür ederim yeniden!
YanıtlaSilcanım aslında resimin altına senin hikaye yazmanı isterdim.Nilüfer çiçeği ve sen:)
YanıtlaSilSevmek yerine dövmek niye.
YanıtlaSilBu kadar kolaycacık soruluverilen bu sorunun cevabı ne kadar derinlerde oysa.
Bu sevgisizlik..bu kin..bu merhametsizlik..bu vahşet..bu isyan nerden kaynaklanıyor, nerden besleniyor diye de sorabiliriz tabiiki.
Bir de çözüm nerde diye soruversek bir adım daha yaklaşmış olmazmıydık tedaviye.
-senin ellerin niye bu kadar ağır baba?
YanıtlaSil-senin kafanı kırmak için...niye merter'de oturan halana kek götürmedin,niye dışarı çıkmam diy tutturdun?şimdi senin saçını,başını...kırmızı şapkanı...ecdadını...
-hayır, döv dövmesine de,bu çok anlmasız bişey...eşkiyanın tabiyatına aykırı...dayak arsızı olucam ama...ah!ben dışarı çıkmak isteyince mi,yoksa istemeyince mi dövülücem,ya da kek kabarmamış diye mi dayak yiyorum,bunu bilmek en doğal hakkım...
babası saçından tutup duvara duvara vururken bile haklarını sorgular sıdıka.kadının adı olmayan bir ülkede, bastırılmış kişiliğini kadına şiddet uygulayarak tatmin etmeye çalışan erkeklerden biri olan babası onu döverken. fiziksel şiddet belki de en kötüsü, ama duygusal şiddet de uygulanıyor kadına. kadınsan önüne bakarak yürü, sesli gülmen demen erkekleri davet etmen demek. kadından korkan erkek, onu baskıyla sindirmeye çalışır.
Kesinlikle sevelim :)
YanıtlaSilÇünkü herşey sevmekle başlar...
Sevgiler...
Selam Kara Kitap, Sıdıka'dan ne güzel alıntılar yapmışsın:) Benim yazmadan sadece çizimleri koyduğum "kadına şiddet" konuma şahane yorum olmuş Kara Kitap,teşekkür ederim.
YanıtlaSilO değil de, sen tam Atilla Atalay fanatiği oldun. Beni geçtin gibime geliyor. Hayırlı uğurlu olsun:))
Tekrar sağolasın.
Teşekkürler Nessuno. "Sevmek" ilaçtır her bünyeye ama elbet bunu bilene. Sağolasın.
YanıtlaSilAtilla Atalay ile aynı zamanda farklı üniversitelerde aynı bölümde okuduk. Bu yüzden yazılarına en çok ben gülerdim o günlerde. Kendimi her zaman ona yakın hissetmişimdir.
YanıtlaSilBu şekilde o günleri anmama da vesile oldun.
Teşekkürler.
Rica ederim Şule. Sevindim. Atilla Atalay bloğu gibidir Hayal kahvem. Arama çubuğuna adını yazarsanız, sayısız yazı bulacaksınız:) Sevgiler.
YanıtlaSil