20 Ocak 2011 Perşembe

Gene Tuhaf Bir Rüya Gördüm... Hayırdır İnşallah!


Hep söylüyorum. Futbolla ilgili olduğumu söyleyemem. Bana tuttuğum takımın oyuncularını sorsalar söyleyemem. Futbol seyircisidir beni her daim cezbeden...  Bir meşin topun peşinde koşan adamları  coşkuyla... sahiplenerek... aşkla seyreden milyonlarca insanlar... Harbiden  ilgimi çekiyorlar.  Yoksa öyle lig şampiyonu kim olmuş merak etmem.  Yok ama  geçen yıl bir Anadolu takımı olan Bursaspor lig şampiyonu oldu ya işte buna çok sevindiğimi asla inkar edemem.  Biliyor musun, bir vakitler benim şehrimin takımı da birinci  lingteydi. Ne yazık ki Kocaelispor  üçüncü ligte sürünüyor şimdi. Hele gazetede Arif Demirci'nin   Kocaelispor için "Trabzonspor’dan sonra yakın zamana kadar Anadolu’nun en sıkı takımı olan Kocaelispor, kapısına kilit vurmamak için direnmeye başladı .Başkan yok, yönetim yok, para yok, forma yok sadece umut var.. " diye haberi göz ucumla görünce.. Of,  ne yalan söyleyeyim yüreğim titredi ince ince. Çünkü şehrimle ilgili olumsuz herşey üzer beni fena halde.


Ben şimdi taktım ya bu konuyu kafama... Dinle bak neler geldi başıma? Bu akşam iş çıkışı eve geldiğimde henüz evde  kimse yoktu tamam mı?  Yorgundum. Azıcık dinlenmek için salondaki koltuğa uzandım. Kıvrılıp kalmışım öyle... Dalmışım... Lütfen hayırdır inşallah, de. Çünkü rüyamda güya Kocaelispor'a başkanmışım.  Allahım, beni kim yaptı Kocaelispor'a başkan? Ben hiç ama hiç  futboldan anlamam. Etrafımda izbandut gibi adamlar. Elimi yanağıma koyuyorum. Of, ben şimdi ne yapacağım diye kara kara düşünüyorum.



Ama görev bana  verilmiş bir kere yetkili mercilerce... Vatan, millet, şehrimin takımı diyeceğim.  Efendime söyeleyeyim, elbette verilen görevi icap ettiği gibi yerine getireceğim... deeee... Takımdaki futbolcular, başlarına benim  geldiğimi öğrenince homur homur homurdanıyorlar tabii önce. Arkamdan şöyle söylediklerini işitiyorum:  "Kadın, elinin hamuruyla otursana evinde. Futboldan ne anlarsın, bizim aramızda işin ne?" Rüya bu... İnsan rüyada ne göreceğini önceden bilebiiliyor mu? Yooo... Bilemiyor elbette...  Şimdi düşünsene... Ben kim? Kocaelispor'a başkan olmak kim? Akla mantığa sığıyor mu bu rüya söylesene? Of, ne yapacağım diye kara kara düşünüyorum.  Sonraaa... Diyorum ki... Peki yıllardır haftada üç gün spora giden kim? Ben.  Tamam futbol bilmesem de sporla bir şekilde ilgileniyordum işte. Sende hepten beni beceriksiz zannetme. Sonra Quentin Tarantino’nun tüm filmlerini severim. Aklıma geldikçe tekrar tekrar izlerim. Büyük usta Pai mai'den öğrendiğim mücadele tekniklerinin hepsini sular seller gibi bilirim. Diri diri tabuta konup gömülsem, toprak altından çıkmayı bile becerebilirim. Hele "5 dokunuşta ölüm vuruşu tekniğini" nasıl uygulayabildiğimden...  Futbola uymaz... Hiç söz etmeyeyim. Diğeceğim odur ki bu sebeplerle mi bilmiyorum, futbolcuları razı edip inandırıyorum bir şekilde. Rüya ya işte...  Ve inanmayacaksın biliyorum.. Yoo.. Ben de rüyamda görmesem inanmazdım. Biz tüm futbolcularla ellerimizi üst üste koyup bağırmıyor muyuz birlikte? "Birrrr... İkkkkiii.. Üççç.. Kocaelispor şampiyooooonnn! Heeyy!" Olabilir mi böyle bir şey sence?


"Yok artık. Böyle rüya görülmez. Rüya  değil  film mübarek!" dediğini resmen sanal kulaklarımla duydum. Ayıp ama. Ne yani, şimdi ben bütün bunları uyduruyor muyum?  Ne yapabilirim? Benim rüyalarım hep böyle. Üstelik bu rüyama inan ki akord filan yapmadım. Bu  anlattığım rüya tamamem doğaçlama. Hey, dur bir dakika! Nereye gidiyorsun? Anlattıklarımı saçma buluyorsun, üstelik  bu tarz yazıları yaşıma  başıma yakıştırmıyorsun öyle mi? Canın isterse cicim. Sen bilirsin. Yooo... Kusura bakma.  Sana gücendim. Rüyamın sonunu  yalvarsan  söylemeyeceğim! Söy - le - me - ye - ce - ğimmm!

2 yorum: